Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarımsal sulamada acil çözümler gerektiğini belirterek, "Yeraltı kaynaklarından da yeterli suyu bulamaz hale geldik." dedi.
Bayraktard, Kütahya'da zirai don nedeniyle zarar gören meyve bahçelerinde incelemelerde bulunmasının ardından yaptığı açıklamada, doğal afetlerin tarımsal üretimi çok olumsuz etkilediğini vurguladı.
Tarım sektöründe üretim yapmanın son derece zorlaştığına dikkati çeken Bayraktar, bir
taraftan kuraklık, bir taraftan don, dolu, sel, hortum gibi afetlerle mücadele ederek çiftçilerin üretim yapmaya devam ettiğini söyledi.
Bunun dışında, zaman zaman üreticilerin planlama olmadığı için arz-talep dengesi arz lehine bozulduğu dönemlerde ürünlerini satamaz hale geldiğini dile getiren Bayraktar, şöyle konuştu:
"Mallarını pazarlayamaz hale geliyorlar ve zarar ediyorlar. Diğer üreticilerimiz yüksek girdi maliyetleriyle mücadele ediyor. Başta elektrik ve sulama ücretleri olmak üzere mazot, gübre, ilaç, tohum, yem ve işçilik ücretlerindeki maliyetlerle üretmeye devam ediyorlar. Bu maliyetler üreticilerimizi zorluyor ve fiyatlarına bu maliyetleri yansıtamayan üreticilerimiz zaman zaman zarar ediyor. Yine üreticilerimiz yapısal sorunlarla boğuşuyor. İşletme büyüklüklerimiz yeterli değil, ekonomik faaliyet göstermeye müsait değil. Küçük ve parçalanmış işletmelerde üretim yapmaya devam ediyoruz."
- TARIM NÜFUSU YAŞLANIYOR
Olumsuz etkilerin çiftçilerin üretimde kalmasını zorlaştırdığını aktaran Bayraktar, "Bugün tarımda gençlerimizi tutamıyoruz. 18-32 yaş arasındaki gençlerimizin oranı yüzde 5’e kadar düştü. Tarım nüfusu yaşlanıyor." dedi.
Bugün tarım nüfusunun yaş ortalamısının 59’a geldiğini anlatan Bayraktar, şunları söyledi:
"Çiftçimiz yine borçlanarak üretimine devam ediyor. Kamu bankalarına, özel bankalara ve Tarım Kredi Kooperatiflerine borçlanarak üretimine devam ediyor. Bütün bunlara rağmen, bu zor koşullara rağmen üreticimiz üretiminden vazgeçmiyor, ülkenin gıda güvenliğini sağlıyor, sofralarımızda 3 öğün hiçbir şeyi eksik bırakmıyor. Sadece ülkemizin gıda güvenliğini sağlamıyor, 32,6 milyar dolarlık gıda ihracatı yapılmasını da sağlıyor. Bunlar kolay olmuyor. Eğer sofralarımızda 3 öğün bazı gıda ürünlerinin eksik olmasını istemiyorsak, yelkenleri daha fazla tarıma çevirmemiz gerekiyor."
- SULAMADA KAYNAĞINDAN TARLAYA YÜZDE 52 KAYIP
Önümüzdeki yıllarda Türkiye'nin kuraklık tehdidiyle karşı karşıya kalacağına dikkati çeken Bayraktar, şöyle devam etti:
"Bugün kişi başı su tüketim miktarımız 1300 metreküp, bu beş-altı sene sonra bin metreküpe düşebilir. Türkiye su fakiri ülke olabilir. Bugün su isteyen bazı ürünlerimizi bazı bölgelerde yetiştirebiliyoruz. Ama kuraklık tehdidiyle karşı karşıya kaldığımızda su isteyen bazı ürün çeşitlerinden vazgeçmek zorunda kalacağız. Sulamayla alakalı gerekli tedbirlerin alınması lazım. Sulama yatırımlarının bitirilmesi lazım, çiftçimizin acilen suya kavuşması lazım. Yeraltı su kaynaklarına başvuruyor çiftçimiz ama artık o kaynakları da tüketmeye başladık. Yeraltı kaynaklarından da yeterli suyu bulamaz hale geldik. Bunun dışında sulama randımanını artırmamız gerekiyor. Bugün sulama randımanımız yüzde 52’ler mertebesinde, yani kaynağından tarlaya suyun yarısını kaybediyoruz. Sulama kanallarını muhakkak suretle kapalı sisteme geçirmemiz gerekiyor."
Ülkenin gıda güvenliğini sağlamanın, gençleri tarım sektöründe tutmakla çok yakından ilgili olduğunu vurgulayan Bayraktar, "Gençlerimizin yüzde 5’i tarımda. Özellikle bunu hükümetimizden talep ettik; tarımda çalışan gençlerimize pozitif ayrımcılık yapılmasını istiyoruz. SGK primlerinin devlet tarafından karşılanmasını istiyoruz. Eğer bu sağlanırsa çiftçilerimizin tarımda kalması sağlanabilir. Bugün Afganlarla, Suriyelilerle bir şekilde götürmeye çalışıyoruz. Peki, onlar ülkelerine döndüğünde tarımı kimlerle yapacağız? Bu ülkeyi nasıl besleyeceğiz? Bu ülkenin gıda güvenliğini nasıl sağlayacağız?" diye konuştu.
Yorumlar
Kalan Karakter: