Marmara Belediyeler Birliği (MBB) Başkanı ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Nilüfer Çayı'na kaçak deşarj yapan fabrikaların kapatılması ve üretimden men edilmesi gerektiğine dikkati çekerek, "Çevre felaketi oluşturduklarını iyi anlatmamız lazım. Ancak o zaman önleyebiliriz, kirliği, Marmara Denizi'ndeki müsilajı" dedi.
Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından Marmara Denizi’nin karşı karşıya kaldığı çevresel tehditlere dikkati çekmek ve müsilaj sorununa yönelik çözüm yollarını değerlendirmek amacıyla "Marmara Denizi’nde Müsilaj İle Mücadele" toplantısı düzenlendi.
Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi’ndeki programa, Bozbey’in yanı sıra CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, CHP İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, CHP Parti Meclis üyesi Baran Bozoğlu, CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, CHP Bursa Milletvekilleri Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Kayıhan Pala, Hasan Öztürk ve Orhan Sarıbal, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik, BUSKİ Genel Müdürü Mehmet Ercihan Subaşıoğlu, İstanbul, Balıkesir, Tekirdağ, Çanakkale ve Yalova’dan gelen belediye yöneticileri, ilçe belediye başkanları, meclis üyeleri, genel sekreter yardımcıları, Büyükşehir Belediyesi bürokratları katıldı.
Bozbey, toplantıda, Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorununu ele alırken, aslında milyonlarca insanın yaşam hakkını ve sağlığını da konuşmak için bir araya geldiklerini belirterek, Marmara’nın yaklaşık 30 milyon nüfusa sahip olduğunu, Türkiye’nin sanayi potansiyelinin de yüzde 70’ini barındırdığını anımsattı.
Marmara’nın Türkiye’nin kalbi olan bir bölge olduğunu dile getiren Bozbey, Marmara Denizi’nin ise önemli ticaret yollarının geçtiği ve binlerce canlının yaşadığı alan olduğunu ifade etti.
Özellikle 1970’li yıllardan itibaren sanayideki yoğunlaşma ve nüfusun artması sebebiyle Marmara Denizi’nin de kirlenmeye başladığını anlatan Bozbey, şöyle konuştu:
"2007’de bilim insanları bir açıklama yaptı. Açıklamada, Marmara Denizi’nde kirliliğin yoğunlaştığı, önümüzdeki süreçte canlıların azabileceği ve müsilaj gibi sorunların artabileceği belirtilmiş. Ancak hiçbir tedbir alınmadı. Bu kirliliğin sonucunda 2021’de önümüze bir müsilaj sorunu çıktı. Bu sorun, aslında Marmara Denizi’nin ‘Ben ölüyorum. Ben artık içimde canlı barındıramayacağım. Bu son uyarımdır’ dediği bir süreçti. O zaman bizim aklımıza Marmara Denizi geldi ve konuyu tartışmaya başladık. MBB bünyeside Bilim Kurulu oluşturuldu. 22 maddelik bir süreç haritası ortaya kondu. Marmara Denizi’ni tekrar kendine getirebilecek 3 önemli madde için ise halen sorunlar var. Bu maddelerden bir tanesi ileri biyolojik arıtma tesislerinin kurulmasıdır. Bu hem evsel atıklar hem de sanayi atıkları için önemlidir. Burada üzerimize çok büyük sorumluluk düşüyor"
- "HİÇBİR HAZIRLIK YOK"
Bilim insanlarının yaptığı araştırmaya göre Marmara’daki 27 canlı türünün bölgeyi terk ettiğinin belirlendiğini açıklayan Bozbey, insanların denizi kirlettiğinin farkında olması gerektiğini vurguladı.
MBB’nin Bakanlığa taleplerini ilettiğini belirten Bozbey, şöyle devam etti:
"İleri biyolojik arıtma tesislerini belediyeler kursun ancak yer seçimi konusunda destek olunmasını istedik. İkincisi dövizle değil, TL üzerinden faizsiz borçlanmayı talep ettik. Bu taleplerimizi halen yineliyoruz. Marmara’daki kirliliğin yüzde 60’ı evsel, yüzde 40’ı sanayiden oluşmaktadır. Bunun için kimyasal arıtma tesislerine de ihtiyaç var. Bu konuda hiçbir hazırlık yok. Marmara’yı havza havza değerlendirmek zorundayız. Ergene Havzası’nı özel bir çalışma alanı olarak görmeliyiz. Hem evsel hem tarım hem de sanayiden gelen atıklar Marmara Denizi’ni kirletiyor. Marmara Denizi, hepimizindir. Ülkemizin her insanı için ihtiyaç olan ve özen gösterilmesi gereken bir alandır."
Bursa özelinde de Marmara Denizi’nin koruma konusunda tam önlem alınmadığını dile getiren Bozbey, BUSKİ üzerinden yürütülen projeleri önemsediklerini aktardı.
- "7 İLERİ BİYOLOJİK ARITMA TESİSİ YAPMAK ZORUNDAYIZ"
Bir taraftan tesislerde kapasite artışı yaparken, diğer taraftan ileri biyolojik arıtma tesisleri konusunda projeler geliştirdiklerini anlatan Bozbey, şunları söyledi.
"Evsel atıkların yüzde 100’ünü ileri biyolojik arıtma tesislerinden geçirerek Nilüfer Çayı’na verme imkanına sahip olacağız. Önümüzdeki süreçte kapasite artışlarının haricinde 7 ileri biyolojik arıtma tesisi de yapmak zorundayız. Kaçak deşarjları önlememiz lazım. Yapılan denetimlerde 155 kaçak deşarja rastladık. Bunları betonladık, sonuçlarını arkadaşlarımız takip ediyor. Derelerimizin de kirli aktığını biliyoruz. Ayvalı Dere’nin hali perişan. Buralardaki kaçak deşarjlar da takibe alındı. Betonlama işleri devam edecek. Özellikle fabrikaların kaçak deşarjla ilgili tespitlerinde işletmelerin kapatılıp men edilmesi lazım. Çevre felaketi oluşturduklarını iyi anlatmamız lazım. Ancak o zaman önleyebiliriz. Bursa’nın suları, Nilüfer Çayı ve Marmara Denizi konularında çok hassasız. Marmara Denizi’nin temiz olmasını arzu ediyoruz"
- CHP'Lİ ZEYBEK: "MARMARA DENİZİ BİR GİRDABIN İÇİNE SOKULMAKTADIR"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, Marmara Denizi’nin Türkiye nüfusunun yüzde 40’ının yaşadığı Marmara Bölgesi’nde ortaya çıkan evsel atıklar sonucunda kirlendiğini ifade etti.
Marmara’nın hem içme hem de kullanma suyu konusunda Türkiye’nin en fakir bölgesi olduğunu anlatan Zeybek, şöyle konuştu:
"Marmara Denizi’nde yaşayan balık türü dörde, beşe kadar düşmüşse daha ne kadar ekonomik anlamda bu cenderenin içinde sorunları çözmeye çalışacağız. Marmara Denizi hızlı biçimde büyük bir girdabın içine sokulmaktadır. Bu meselenin aslında siyasetin üzerinde değerlendirilmesi gerektiğini hep vurguladık. Marmara Belediyeler Birliği de konunun çözümü için önemli çalışmalar yapmıştır. Bu mevsimde ortaya çıkan müsilaj bir iki ay sonra ortadan kalktığında da gündemimizden asla düşürmeyeceğiz. Organize sanayi bölgelerinin ürettiği atıkların, deşarjların çözümlenmesi konusunda sorumluluk tümüyle büyükşehir belediyelerine verilirken, buraların denetlenmesi ve ruhsat verme yetkisi bakanlığa terk edilmiştir. Bir yetki karmaşası vardır. Çevre konularıyla ilgili Türkiye’de kimin, ne alanda, ne kadar yetkisi olduğu konusunda yeni bir yasal düzenlemeye ihtiyaç vardır"
Yorumlar
Kalan Karakter: