Marmara Belediyeler Birliği (MBB) ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Marmara Denizi için ellerinden geleni yapmaya kararlı olduklarını belirterek, "Marmara Denizi’ni korumak için ortak bir çağrı yapıyoruz. En ivedi vakitte bir araya gelelim ve Marmara Denizi’ni kurtarmak için birlikte harekete geçelim. Marmara Denizi hepimizin, Marmara Denizi tüm Türkiye’nindir." dedi.
Birliğin kuruluşunun 50. yılında gerçekleştirdiği ilk Meclis Toplantısı, Mustafa Bozbey'in başkanlığında yapıldı.
Bozbey, toplantıda, 25 Nisan 1975’te Marmara Denizi ve boğazlarının korunması hedefiyle bir araya gelen yerel yönetimlerin, Türkiye belediyecilik tarihinde önemli bir adım atarak o günkü adıyla Marmara ve Boğazları Belediyeler Birliğini kurduğunu anımsatan Bozbey, birliğin demokratik yerel yönetim anlayışının, katılımcılığın ve birlikte çözüm üretme iradesinin güçlü bir ifadesi olduğunu söyledi.
50 yıl önce dikkat çekilen çevresel sorunların, bugün çok daha karmaşık ve çok daha acil hal aldığını belirten Bozbey, şöyle konuştu:
"Artan nüfus ve sanayileşme doğal kaynaklar üzerindeki baskıyı artırarak çevresel sorunların boyutunu derinleştiriyor. Marmara Denizi'ndeki kirlilikten iklim krizine, kıyı ekosistemlerinin korunmasından afetlere dirençli kentlere kadar pek çok konu artık yalnızca yerel değil, küresel bir gündemin de bir parçası. Bu yüzden Marmara Belediyeler Birliği olarak bilimin ve katılımcılığın ışığında çevresel mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz. Sürdürülebilir kentler için politika önerileri geliştiriyoruz. Yerel yönetimlerin kapasitesini artıran projeler ve iş birlikleri oluşturuyoruz."
Tüm çabalarının merkezinde Marmara Denizi’nin korunması olduğunu anlatan Bozbey, ekosistemleriyle, balıkçılığıyla, kıyı yaşamıyla coğrafyanın hafızasını taşıyan Marmara Denizi’nin herkesin ortak değeri olduğunu vurguladı.
Müsilajın yeniden görülmeye başlandığına dikkati çeken ve bu durumun, denizin taşıma kapasitesinin artık dolduğunu açıkça ortaya koyduğunu dile getiren Bozbey, şöyle devam etti:
"Marmara Denizi, ‘Ben can çekişiyorum, ben ölüyorum. İmdat’ diyor. 2021 yılında ilan edilen 22 maddelik Marmara Denizi Eylem Planı’nda halen gerçekleştirilmeyi bekleyen önemli hedefler var. Bunların başında mevcut arıtma sistemlerinin ileri biyolojik arıtmaya dönüştürülmesi geliyor. Ancak bu dönüşümün, yerel yönetimlerin yetki alanını aşan boyutlar da içerdiğini unutmamalıyız. Maalesef bu konular henüz çözüme kavuşmuş değil. Yer, bütçe ve kapasite gibi başlıkların; merkezi yönetim birimleriyle birlikte ele alınması gerekiyor. Biz, Marmara Denizi için elimizden geleni yapmaya kararlıyız. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının da bu konuda gerekli desteği sağlaması bu sürecin başarısı açısından olmazsa olmaz. Marmara Denizi’ni korumak için ortak bir çağrı yapıyoruz. En ivedi vakitte bir araya gelelim ve Marmara Denizi’ni kurtarmak için birlikte harekete geçelim. Marmara Denizi hepimizin, Marmara Denizi tüm Türkiye’nindir."
Marmara Denizi’ni korumanın yalnızca bugünü değil; geleceği, çocukların yaşam hakkını ve kentlerin direnç kapasitesini korumak anlamına geldiğini belirten Bozbey, bu yüzden 50. yılda gerçekleştirilen ilk meclis toplantısının ilk oturumunu, Marmara Denizi’ne ayırdıklarını ifade etti.
Toplantıya ev sahipliği yapan Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş, denizin herkesi birleştiren bir nokta olduğunu söyledi.
Dedetaş, stratejik önemine değindiği Marmara Denizi’nin günübirlik çözümlerle değil, bilimsel temellere dayalı, uzun vadeli, çok paydaşlı bir yönetim anlayışıyla korunabileceğini dile getirdi.
Marmara’nın ekolojik anlamda alarm verdiğini ifade eden Dedetaş, ortak bir vizyon oluşturulması ve eylem planı hazırlanması gerektiğine dikkati çekti.
Konuşmaların ardından program, "Marmara Denizi" özel oturumuyla devam etti. Marmara Denizi'nin karşı karşıya olduğu çevresel sorunlar, uzmanlar tarafından farklı açılardan ele alındı.
İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsünden Prof. Dr. Cem Gazioğlu ve Prof. Dr. Nuray Çağlar, Marmara'daki kirliliğin tarihsel seyrini analiz ederken, İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi’nden Prof. Dr. Saadet Karakulak, balıkçılık faaliyetlerinin deniz ekosistemine etkilerini tarihsel perspektifle değerlendirdi. İstanbul Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. İzzet Öztürk, atıksu yönetiminin geçmişini ve bugününü irdelerken, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi’nden Prof. Dr. Mustafa Sarı, müsilaj tehlikesi ve güncel ekolojik sorunlara dikkati çekti.
Meclis Toplantısı’nın ikinci oturumunda ise gündem maddelerinin görüşülmesine geçildi. Katılımcılar, toplantı sonrasında "50. Yıl Resepsiyonu"na geçti.
Yorumlar
Kalan Karakter: