Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ülkenin birçok yerinde kuraklık riskinin gündemde olduğunu belirterek, ilkbahar yağışlarının gelmemesi durumunda tarımsal üretimin olumsuz etkileneceğini ifade etti.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, ilkbahar yağışlarının kritik eşik olduğuna dikkati çekerek, tarımsal kuraklık riskinin kapıda olduğunu vurguladı.
Tarımsal üretimi tehdit eden birçok unsur olsa da üretime en çok zarar verenin, doğal afetler olduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları söyledi:
"Bu afetlerin en başında ise kuraklık yer alıyor. Ülkemiz, 2008, 2014 ve 2021 yıllarında ciddi kuraklıklarla karşı karşıya kaldı, bu durum hem üreticilerimizin gelirlerini hem de gıda arzını tehdit etti. Daha da endişe verici olan ise doğal afetlerin sayısındaki artıştır. 2011 yılında 324 olan doğal afet sayısı, 2024 yılı itibarıyla yaklaşık 4 katına çıkarak 1257’ye ulaştı."
- "KURAKLIK RİSKİ GÜNDEMDE"
Bayraktar, 2024-2025 tarımsal üretim sezonunun başladığını belirterek, kışlık tahıllar ve bazı baklagillerin ekiminin yapıldığını ancak sezonun daha başında olunmasına rağmen yağışların yetersizliğinin, bazı bölgelerimizde kuraklık riskini gündeme getirdiğini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Ocak ayında Türkiye genelinde yağışlar, mevsim normallerine göre yüzde 62, bir önceki yılın aynı ayına göre ise yüzde 69 azaldı. Ocak ayında son 24 yılın en düşük yağışı
kaydedildi. Bölgesel olarak incelediğimizde durum daha da çarpıcıdır. Güneydoğu Anadolu
Bölgesi’nde yağışlar, mevsim normallerine göre yüzde 94 azaldı. Doğu Anadolu Bölgesi’nde yüzde 88, Akdeniz Bölgesi’nde yüzde 76, İç Anadolu Bölgesi’nde yüzde 70, Karadeniz Bölgesi’nde yüzde 36, Ege Bölgesi’nde yüzde 32 ve Marmara Bölgesi’nde yüzde 20 oranında azalma görüldü. Ayrıca, tarım yılının başladığı 1 Ekim 2024’ten 29 Ocak 2025’e kadar olan süreçte, yağışlar normaline göre yüzde 28, geçen yılın aynı dönemine göre ise yüzde 40 azaldı."
- "BAZI BARAJLARDA SU SEVİYESİ YETERLİ DEĞİL"
Tarımsal kuraklık riskini artıran bir diğer faktörin ise sıcaklıklar olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:
"Ocak ayı sıcaklık normali 2,9 derece olmasına rağmen, 2025 yılı ocak ayında ortalama sıcaklık 5,5 dereceye yükseldi ve mevsim normallerinin 2,6 derece üzerinde seyretti. Bazı barajlarımızda da su seviyesinin halen yeterli olmadığı gözleniyor, bu durum üreticilerimiz için önemli riskler oluşturuyor. Sulama imkanlarının azalması, ekili alanlarda verim düşüklüğüne neden olabilir."
Şu an içinde bulunulan meteorolojik kuraklığın, tarımsal kuraklık için de ciddi bir uyarı olduğunu belirten Bayraktar, ziraat odalarından aldıkları bilgilere göre, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde tarımsal kuraklık riskinin ortaya çıktığını söyledi.
- İLKBAHAR YAĞIŞLARI GELMEZSE
Bu bölgenin, ülke için stratejik öneme sahip bir tarımsal üretim merkezi olduğuna dikkati çeken Bayraktar, "Ülkemizdeki buğday üretiminin yüzde 22’si, arpa üretiminin ise yüzde 13’ü burada gerçekleştiriliyor. Böylesine kritik bir bölgede yaşanacak kuraklık, çiftçilerimizin gelirlerini büyük ölçüde düşürecek ve ülkemizin gıda arz güvenliğini tehdit edecektir." dedi.
Sadece Güneydoğu Anadolu değil, ülkenin diğer bölgelerinde de yer yer kuraklık riski gözlemlendiğini aktaran Bayraktar, "Üstelik yağışlardaki düzensizlik ve yüksek sıcaklıklar,
yalnızca kuraklık değil, aynı zamanda bitki hastalıklarının artmasına ve zararlıların çoğalmasına da sebep oluyor. Bundan sonraki süreçte, ilkbahar yağışları kritik bir eşik olarak karşımızda duruyor. Eğer bu aylarda da yeterli yağış gelmezse, tarımsal kuraklık ile karşı karşıya kalma ihtimalimiz oldukça yüksektir." diye konuştu.
- DOĞU AKDENİZ'DEKİ DON ZARARI
Bayraktar, 23 Şubat gecesi başlayan ve sonraki günlerde de devam eden don afetinin, Adana, Mersin ve Hatay başta olmak üzere birçok ilde üreticilere zarar verdiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
"Şeftali, nektarin, kayısı, erik, patates, soğan, karpuz, muz, avokado, narenciye ve birçok sebze ürünü bu don afetinden etkilendi. Bölgedeki ziraat odalarımızdan aldığımız bilgilere göre, çiftçilerimiz don zararı ile ilgili beyanlarını il, ilçe tarım ve orman müdürlüklerine ilettiler. Yetkililerin yerinde tespit çalışmaları devam ediyor ve bu tespitlerin bir an önce tamamlanması gerekiyor. Don afetinden zarar gören bölgemiz, ülkemiz tarımsal üretimi açısından kritik öneme sahiptir. Üstelik bundan yalnızca iki yıl önce, yine şubat ayında, bu bölge büyük bir deprem felaketi yaşadı. Depremin yaraları tam olarak sarılmadan yaşanan bu afet, çiftçilerimiz için yeni bir darbe oldu."
- FİYATLAR YÜKSELDİ
Şubat ayı üretici-market fiyat çalışmasında don afetinin fiyatlara etkisini de net bir şekilde gördüklerini aktaran Bayraktar, narenciye, patates, kabak ve patlıcan fiyatlarının don sebebiyle yükseldiğini kaydetti.
Önümüzdeki günlerde, don zararına dair tespitler tamamlandığında fiyatlardaki bu yükselişin daha da belirgin hale geleceğini dile getiren Bayraktar, şöyle devam etti:
"Özellikle narenciye başta olmak üzere çok yıllık bitkiler, sadece bu yılın ürünleri açısından değil, ağaçların kendisi açısından da büyük zarar gördü. Ağaçların kuruma noktasına gelmesi nedeniyle, derin budama yapılması gerekecektir, bu da çiftçilerimiz için büyük bir maliyet anlamına geliyor. Birliğimiz, yaşanan bu afetin ardından çiftçilerimizin zararlarının karşılanması ve banka kredilerinin faizsiz olarak ertelenmesi için Tarım ve Orman Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığına resmi yazılarını iletti. Yaşadığımız doğal afetler, tarımsal üretimin önündeki en büyük engellerden biri olarak karşımızdadır. Bu yüzden üreticilerimizi desteklemek, doğal afetlere karşı önlemleri artırmak ve tarımsal sürdürülebilirliği sağlamak, hepimizin ortak sorumluluğudur. Unutmayalım ki çiftçimizin emeği, yarınımızın bereketidir."
Yorumlar
Kalan Karakter: