Türkiye'nin hem durum buğdayı üretiminde hem de makarna üretiminde büyük oyuncu olmaya başladığı bir dönemde ekmeklik ve makarnalık buğday alım fiyatının eşitlenmesi tepkilere yol açarken, Tarım ve Orman Bakanlığının neden bu kararı aldığı merak konusu oldu.
Hububat Tedarikçileri Derneği (HUBUDER) ve Lisanslı Depo Şirketleri Derneği (LİDAŞDER) Genel Sekreteri Hikmet Özkan, Türkiye'nin hem kalite hem de üretim miktarı yönüyle durum buğdayında dünyada söz sahibi olabileceğini belirterek, "Durum buğdayı, ithalat yapmadan mamul maddeye işleyerek ihraç ettiğimiz en önemli ürünümüz. Ekmeklik ve durum buğdayı fiyatlarını eşitlemekle bu avantajı kaybedeceğiz gibi. Ancak sanayiciler de makarna yaparken fiyata bakıp durum buğdayı yerine ekmeklik buğdayı kullanmamalı." dedi.
- TARIM UZMANI KAHVECİ'NİN YORUMU
Tarım Politikaları Uzmanı Ziraat Mühendisi Ergin Kahveci ise ekmeklik ve makarnalık buğday türünün de dünyada genellikle kışlık ekildiğini söyledi.
Kanada ve Rusya kuzey bölgelerinde ise yazlık ekim yapıldığını vurgulayan Kahveci, şunları kaydetti:
"Bu ülkelerde üretim periyodu ve hasat dönemi süresi giderleri bir miktar farklılıklar gösterir. Biz de her ikisi de kışlık ekilidiğinden üretim süresi ve giderleri yaklaşık aynıdır. Dünya fiyatları 3 Haziran itibarıyla sert kışlık, yumuşak kışlık fiyatı ile ya aynı ya da ABD de olduğu gibi sert kırmızı daha pahalı. Bizde ki fiyat farklılıkları bana göre tamamen arz talep ve makarna ve türevleri ihracatına göre belirleniyor. Dahilde işleme rejimi üzerinden içeride üretim azlığı ve yüksek fiyat nedeniyle daha düşük fiyatlar ile ithalat yoluyla temin ediliyor. İç piyasa tüketimi ise çoğunlukla iç üretimden karşılanıyordu. Uzun yıllardır talep ve üretim azlığı, özellikle ülkemizin sıcak bölgelerinde daha erken hasat ve ilk hasat avantajlı hali ile yüksek fiyat alması üretim anlayışında etkili olup bir çiftçi/piyasa alışkanlığı oluştu. Muhtemelen bu durum, TMO'nun oransal olarak daha fazla yumuşak buğday alması ile ya da almak durumunda kalması ile sonuçlanıyor. Yani sert yumuşak üretim miktarı ve alım oranı. Fiyatları aynı tutarak muhtemelen bunu dengelemek istemiş olabilirler."
Diğer nedenin ise dünya piysasaları olabileceğine dikkati çeken Kahveci, "Yumuşak buğday üretim fiyatlarının düşük seyrediyor olması. Bir diğer neden makarna ve türevleri ihracatının azalmasının yanı sıra makarna ve kek, pasta, böreklik un satışlarının düşmesi ve talep azalması olabilir. Bir diğer neden stoklarda durum buğdayının fazla olması olabilir. Bir diğeri ise yüksek fiyat alışkanlığı nedeniyle çiftçilerin bu yıl daha fazla yumuşak buğday üretimine yönelmiş olması ve arz artışı karşılığında talep azalması olabilir." dedi.
"Bütün bunlar içinde beni en çok ikna eden, TMO'nun yüksek fiyattan yumuşak buğday almak yerine daha düşük fiyatlar ile sert buğday almak istemesi ile iç piyasada (konjonktürel olarak) mamul ürün talebinin azalması nedeniyle düşük fiyat verilmesi anlayışıdır." ifadesini kullanan Kahveci, şöyle devam etti:
"Küresel fiyatlara uyum konusunda ise 3 yıldır söylüyorum. Hatta dünkü yazım da bu konuda idi. Bu para politikası ile küresel piyasalara uyacağız demek intihar etmektedir. Hele hele bir regülasyon kurumu eliyle bunun yapılacağını düşünmek bu defa mantık intiharıdır. Ne yazık ki böyleymiş demeyiz umarım. Sonuç olarak ortada bu kadar soru olmasına neden olan ülkenin regülasyon kurumu. Bu kadar açmazı nedenleri açıklanmayan sonuçlar üzerinden çiftçinin önüne koymak açıkçası dayatmak anlaşılır değildir. Piyasa düzeni bu şekilde sağlanmaz. Bu şekilde dayatmacı sonuçlara Ekim öncesi açıklama getirmeden başvurmak kurumu regülasyon kurumu olmaktan çıkarır. Çünkü kurumun regülatör olarak 3 rolünden biri de dengelemedir. Eğer düzenleyici rolünüzü pas geçmişseniz sonuç üzerinden yani fiyat üzerinden dengeleme rolünüzü pas geçemezsiniz."
- ŞABAN BUTTANRI'NIN AÇIKLAMASI
Agrolino Grains and Oilseeds'in Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO Şaban Buttanrı, makarnalık durum buğdayı ile ekmeklik buğday fiyatlarının eşitlenmiş olmasının, hem üretici hem de sanayici açısından sürdürülebilirlik ve rekabet gücü açısından ciddi riskler barındırdığını belirtti.
Türkiye'nin, son üç yıla kadar ciddi bir durum buğdayı ithalatçısı olduğunu, Kanada, Rusya, Yunanistan, Meksika, Avustralya, Kazakistan hatta Hindistan gibi ülkelerden bulgur ve makarna sanayisi için durum buğdayı ithal edildiğini anlatan Buttanrı, şunları kaydetti:
"Ancak son üç yılda Türkiye bu alanda büyük bir atılım yaptı (bunda TMO'un payı da büyük) ve net ihracatçı konumuna geldi. Kanada gibi geleneksel üretici ülkelerdeki üretim sorunları, dünya fiyatlarını 600 USD/ton seviyesinin üzerine taşımıştı ve Türkiye bu ortamı çok iyi değerlendirerek dikkatleri üzerine çekti. Nitekim İtalya başta olmak üzere pek çok büyük alıcı 'Bu Türkler nereden çıktı?' sorusunu sormaya başlamıştı. Oysa şimdi açıklanan 13 bin 750 liralık müdahale fiyatı hem birinci sınıf ekmeklik hem de durum buğdayı için aynı seviyede. Bu oldukça şaşırtıcı bir karar. Oysa dünyada durum buğdayı fiyatı ekmeklik buğdaya kıyasla genellikle yüzde 20 ila yüzde 120 daha yüksek olur."
Türkiye'nin yılda yaklaşık 1,5 milyon ton makarna ihraç ettiğine dikkati çeken Buttanrı, şöyle devam etti:
"Yeni makarna tesisleri kuruluyor. Bu tesislerin kapasiteleri birkaç yıl içinde 5 milyon tonun üzerine çıkacak. Eğer bu tesisler yüksek kaliteli durum buğdayı ile çalışacaksa, iç piyasada yıllık 5-6 milyon tonluk bir arzın sürdürülebilir şekilde sağlanması gerekiyor. Aksi takdirde ya ithalat yeniden gündeme gelecek ya da sanayiciler tesislerini yurt dışına taşımayı düşünecek. Ya da Afrika veya Güney Amerika pazarlarına düşük vasıflı adi buğdaydan üretime devam edecek. Tam Türkiye bu alanda dünya sahnesine güçlü bir oyuncu olarak çıkmışken, Kanadalı üreticileri ilk kez tehdit ediyorken, açıklanan bu fiyat politikası sanki bu süreci baltalıyor. Bu ülkenin kaderi midir bilinmez ama ne zaman doğru yola girsek, bir yerden bir müdahale geliyor. Bu alanda gerçekten iddialıysak bazı şeyleri gözden kaçırmamalıyız. Eğer kaliteli makarna üretiminde İtalya ile yarışmak istiyorsak..."
Yorumlar
Kalan Karakter: